Upuzun bir aradan sonra videoyu hazırladım. Pazar akşamı Marmaris’ten döndükten sonra bilgisayarın başına oturdum ve az sonra izleyeceğiniz videoyu hazırlamaya başladım. Genelde her haftasonu dalışa gidiyor olsam da bazen balık olmaması, bazen düzgün sahneler yakalayamamam sizlerle video paylaşmamı geciktiriyor.
Ve tabi ki sizlerle daha iyi videolar paylaşmak istediğim için süreç uzuyor. Şimdi sizleri 10 dakikalık video ile başbaşa bırakıyorum. Umarım keyifle izlersiniz.
Aegean Hunters from Gokhan Senses on Vimeo.
Havalar soğuk ve fırtına ile geçerken insan dalışa gitmek istemiyor. Sabahın köründe sıcak yataktan kalkıp buz gibi havada kilometrelerce yol gidip, bot kurup, o soğukta giyinip bütün gün boyunca buz gibi havada dalmak gerçekten kolay değil.
Havaların kötü gitmesi ve evliliğin yaklaşması nedeniyle dalış için çok vakit bulamıyordum. Bu haftadan sonra kısmetse dalışları arttırıp sizlerle daha çok video paylaşacağım. Son dalışlarda çektiğim bir kaç videoyu düzenledim. Umarım hoşunuza gider.
Nisan’ın ilk haftası Medex İstanbul C&R Expo da yapılacak. Bu sene geçen senelerden daha kapsamlı geçecek olan fuara yurtdışından da süpriz isimler katılacak. Bunlarla ilgili detaylı bilgileri vereceğim.
Şimdilik meraklanmaya devam edin.. 😀
Denizin dibinde, basınç altında fiziksel koşulları zorlarken insanın zihninden geçen sadece iri bir balığın çıkması ve süzülerek yaklaşmasıdır sanırım. Saniyeler, saatler gibi geçerken, insan huzurla ama içten içe bir heyecanla bekler derinlikte.
Balığı ararken tüm koşullar iyi de olsa, en büyük rol her zaman nasipli olmaktan geçer.
Güzel bir günde meramıza doğru yola çıktık. Açıkta dalgalar biraz zorlasa da, meramıza ulaştığımızda dağların perdelemesiyle çarşaf gibi bir deniz bizi karşıladı.
Yeni Marotech 3 lastikli zıpkınımla avlandığım için zıpkına kamera monte edip çekim yapamadım. Diğer elimle tutup çekim yapmak için yaptığım elcik ile bir kaç çekim yapsam da 30lu metrelerde bunun kolay bir iş olmadığını anladım.
Bereketli bir gündü.
Bütün gün güzel balıklar vurmuş olsak da, dönüş yolunda Barış’ın bir topuğu fark etmesi üzerine durup bakmak istedik. İşte burada `nasip` devreye girdi.
“23 metreye doğru indiğim bir anda taşının önünde duran güzel bir gridayı farkettim. Bu grida üzerine doğru süzülürken 3 – 4 metre daha aşağıda biraz daha iri bir grida görüp zaten taşının önünde olan balıktan diğerine doğru kaymaya başladım. Renklerin değişmeye başladığı yerde balık düz bir duvarın altında sakin bir şekilde duruyordu.
Atışımı yaptım ve balığı vurduğumu görünce kafamı çevirip diğer gridaya baktım. Tahminim doğru çıkmıştı ve o da düşündüğüm gibi taşına girmişti. İlk balığı dizgime taktıktan sonra ikinci balığın deliğine doğru inmeye başladım. Feneri yaktığımda balığın içeride bana doğru bakmakta olduğunu görüp atışımı yaptım.”
İşte bu nasipti..
Güzel ve bereketli bir gündü. Yorulduk ama değdi…
