Ben Karşıyaka’da doğdum, çok eski değil aslında. Bundan 33 yıl önce… Bizler körfez çocuğuyuz, Karşıyaka’dan Alsancak’a, Konak’a vapura binmek, iyot kokulu suyu hissetmek paha biçilmezdir bizim için. Sanırsın ki koşarak yetiştiğin, o ince zinciri kapatmadan zıplayarak bindiğin vapurla kıta geçecek, ülke keşfedeceksin.
Eskiden çay olurdu, gevrek alırdın çıtır çıtır. Martılar saltolar atardı sanki Jonathan Livingston hikayesindeymişçesine. Bu hikayeler uzar, daha çok anı vardır eminim. Gece yarısı Alsancaktan son vapurla eve dönmek, vapurdan sonra taşıt bulamayıp eve yürümek… Dedim ya uzar da uzar.
O vapurlar sanki bizim çok eski dostumuz gibi, abimiz gibiymiş şimdi farkediyorum. Çocukluğumuza tanıklık etmiş, sanki “ben bunun bu kadarkenki halini bilirim” dermiş gibi. 9 Eylül ve Alaybey…
İzmir’de körfez ulaşımında yaklaşık 40 yıl hizmet veren “9 Eylül” ve “Alaybey” yolcu vapurları, yapay resif oluşturmak ve dalış turizmine katkı sağlamak için İzmir Valisi Mustafa Toprak’ın katılımlarıyla Karaburun’da Büyükada ve Küçükada açıklarında belirtilen koordinatlara batırıldı. İzmir’in emektar vapurları, Karaburun Kaymakamlığı’nın “Yapay Resif ve Turizm Amaçlı Batık Projesi” kapsamında, Ege’nin mavi derinliklerinde sualtı yaşamına ve dalış turizmine hizmet etmeye başladılar.
Sualtı faunamızın durumundan hep bahsediyoruz, aşırı avlanma, kaçak avcılık, kirlilik… Bir çok sebepten gün geçtikçe yok olmaya devam ediyor. Bu noktada Yapay Resiflerin önemi çok açık. İşte bu “Abi”lerimiz bu yapıyı korumak, kollamak için 40 yıldır suüstünde yaptıkları görevleri, artık sualtında devam ettirecekler.
9 Eylül 34 metrede, Alaybey 36 metrede lacivert denizin derin sessizliğinde huzurla duruyorlar şimdi. Şimdiden birilerine ev sahipliği yapmaya başlamışlar bile 🙂
Yapay Resif amaçlı Karaburun’da batırılan Alaybey vapurunun ilk misafiri Kalamar olmuş.Yumurtaları Vapurun direğinde…
Yakın zamanda Kuşadası’na da bir uçak batırılacak ve bu tür projelerin mutlaka arttırılması gerek. Hem sualtının korunması, hem de dalış turizminin geliştirilmesi adına çok çok önemli.
En kısa sürede ben de gidip serbest dalış yapmak istiyorum ve kendi çekimlerimi de sizlerle buradan paylaşacağım. Bu projeye destek veren, katkısı bulunan herkesi sonsuz tebrik ederim. Ayrıca çektiği bu mükemmel fotoğraflar için de Bülent Kılınç hocamı tebrik ederim.
Yazının başlığında Son Yolculuk dedik ama, bu son geleceğimiz için yapılan çok önemli bir yolculuk. Minnettarız…
İnsan vücudunun yüzde yetmişi sudan oluşuyor. İnsanoğlu anne karnında su ile tanıştıktan sonra ilk nefes alışı sonrasında maalesef gitgide sudan uzaklaşıyor.
Bizim gibi insanlar için su hep bir sakinleşme, huzur aracı olduğundan susuz bir yaşam düşünemiyoruz. İlk yaşlarda sualtına duyulan ilgi ile maske şnorkel ve paletle saatlerce sualtını izledik. Derimiz büzüşünce sudan çıktık. Yaş biraz ilerleyince zıpkın alıp balık kovaladık… Yetmedi, abilerimizden duyduğumuz hikayeler ile teknikler geliştirdik. Daha iyi ekipmanlar almaya çalıştık harçlık biriktirerek. Daha derine inmeyi hedefledik. Çünkü derin bilinmezdi.. O duygu, his, tarif edilemeyen merak. Daha derine indiğin bir metrede bile inanılmaz bir sevinç…
Tabi bu süreç keyifle ilerlerken aslında çok ciddi tehlikeleri ve sonuçları yanında getiriyordu ve biz bunları bilmiyorduk. Derinlik arttıkça gelen huzur, basıncın verdiği tarifsiz his, dipteki sessizlik, aslında bir çok kaza ile yakın olmamızın sessizliği…
Bu sebeple karar verdiğim eğitim serüvenimden bahsedeceğim size biraz.
SSI Freediving
Scuba Schools International 40 senelik tecrübesini şimdi serbest dalış için kullanıyor. “Tekrar etmekten gelen konfor” prensibini benimsemiş “SSI Freediving” programı dalışın temelleri olan “Doğru Bilgi”, “Doğru Beceri”, “Doğru Malzeme” ve “Doğru Deneyim” prensipleriyle günümüzdeki en verimli eğitim sistemlerinden biridir. SSI standartlarının serbest dalış eğitiminin her basamağında uygulanıldığı program serbest dalışı sizin için “nefes almak” kadar doğal bir hale getirecek. Level 1 den başlayan serbest dalış yolculuğunuz profesyonel dalış eğitmenliğine kadar SSI güvencesiyle devam edecek.
Ssi Freediving 3 leveldan oluşuyor.
Level 1 Programında en temel konular ile eğitime başlıyorsunuz. Diaframınızı kullanarak doğru nefeslenmeyi, vücudunuzu dinleyerek iyice gevşemeyi ve özel nefeslenme teknikleriyle uzun süre güvenle su altında kalabilmeyi öğrenip, 20 metrenin aslında ne kadar rahat inilebilen bir metre olduğunu fark edeceksiniz.
Level 2 Programı size memeli dalış refleksinizi nasıl daha iyi ve rahat kullanmanız gerektiğinizi gösterecek. İleri seviye eşitleme tekniklerini öğrenmeye başlayıp, apnea antrenman sistemini tüm detaylarıyla inceleyeceksiniz. Level 1’de 20m derinlikte bıraktığınız serbest dalış maceranız 30m seviyesine ilerleyecek. En önemli noktalardan birisi Serbest Dalışta güvenlik, bayılmadan ve motor kontrol kaybından kaçınma, müdahale teknikleri. Ters bir durum ile karşılaşıldığında ne yapmamız gerektiğini öğrenmek çok önemli.
Level 3 Programın en üst seviye kursu. Bu kursu almanız için güncel bir ilk yardım kursu sertifikanızın bulunması gerekiyor. Oksijen ile müdahale bilgilerinizin de olması gerekmekte. Level 3 kursu sizi başladığınız hafta 40m’ye taşıyıp, rekortmen dalgıçların kullandığı tekniklerle tanıştıracak. Bu özel dalış eğitimi sizi denizlerin koyu mavi olduğu derinliklere ve hatta daha ötesine götürecek. Level 3 kursu için kişinin 30 metreye rahat bir şekilde dalabiliyor olması gerekiyor. Bu levelda Freefall ve Mouthfill gibi çok önemli konuları öğrenip 40 metre ve daha derinlere giden yolun aslında zor olmadığını öğreniyorsunuz.
Sonra ne oluyor?
Level 3 sonrasında artık dünya’nın her yerinde serbest dalış yapabilecek, yarışmalara katılabilecek bir serbest dalgıç oluyorsunuz. Tabi SSI verdiği eğitim ile sizlere 40 metreyi veya daha derinleri garantilemiyor. Fakat size doğru ve güncel teknikleri öğreterek nasıl dalmanız gerektiğini gösteriyor.
Artık derin dalış daha keyifli..
Serbest dalışın inceliklerini ve detaylarını öğrendikçe sualtı sizi daha da büyülemeye başlıyor. Farklı teknikler ile insan kendisini (özünü) bulmaya çalışıyor ve aslında iç huzurunu yakalıyor.
Beni bu serüvene sürükleyen ve Level 1 & 2 eğitimlerimi aldığım Egesub Freediving School – Kemal Yayöz ve sonrasında Serbest dalış sporunun Türkiye’de gelişmesine sonsuz emek harcayan, benim Level 3 bir serbest dalgıç olmamı sağlayan Medfish Freediving School – Mehmet Arıkök‘e buradan ne kadar teşekkür etsem az.
Serbest dalış çok keyifli. Fakat unutmayın, hiç bir şey hayatınızdan
daha değerli değil. Bu nedenle mutlaka eğitim alın!
Serimizin ikinci videosunu da bitirdim ve sizleri video ile başbaşa bırakıyorum. 🙂 Videoyu izleyip sonra merak edecekler için şimdiden söyleyeyim; evet sondaki beyaz lagos’u alamadım. Misina koptu ve balık maalesef içerde kaldı. 38 metredeki yuvaya tekrar baksak da gözükmedi. Şanssız anlardan birisiydi ne yazık ki. 🙁
Medi-Aegean Two from Gokhan Senses on Vimeo.